Son Daha Erken Gelecek: Bilim İnsanları Evrenin "Ölüm Tarihini" Ayarladı

Evrenin şu anda yaklaşık 13,8 milyar yaşında olduğu tahmin ediliyor; bu da bilim insanlarının Büyük Çöküş adını verdiği olayla her şeyin sona ermesine yaklaşık 19 milyar yıl kaldığı anlamına geliyor.
Daily Mail'in haberine göre, evren, var olan her şeyin doğumuna sebep olduğuna inanılan güçlü patlama olan Büyük Patlama'dan bu yana dışa doğru genişlerken, Büyük Çöküş'le birlikte bunun tam tersi gerçekleşecek ve tüm madde tek bir enerji noktasına çökecek.
New York'taki Cornell Üniversitesi ve Çin'in Şanghay Jiao Tong Üniversitesi'nden araştırmacılar, evrenin genişlemesini sağladığı düşünülen karanlık enerjinin zamanla zayıflayacağını ve yer çekimine boyun eğeceğini öne süren yeni bir kozmik model oluşturdu.
Bilim insanları hâlâ karanlık enerjinin gerçekten var olduğunu kanıtlamaya çalışıyorlar, ancak onun itici bir kuvvet olarak hareket ettiğine ve yerçekiminin her şeyi bir araya getirme eğilimine karşı koyduğuna inanıyorlar. Yeni araştırmanın öne sürdüğü gibi, karanlık enerji 33,3 milyar yıl içinde tamamen ortadan kalksaydı, tüm yıldızların, galaksilerin ve kara deliklerin yerçekimi, evrenin kendi ağırlığı altında çökmesine neden olurdu.
Evrenin bu güncellenmiş modeli, daha önceki teorilerin herhangi bir sınırlama olmaksızın devam edebileceğini öne sürdüğü varoluşumuz için artık çok daha kısa bir zaman ölçeği sağlıyor.
NASA'dan Chelsea Gode yaptığı açıklamada şöyle açıkladı: "Karanlık enerji tam olarak nedir? Kısa cevap şu ki, bilmiyoruz. Ama var olduğunu, evrenin giderek artan bir hızla genişlemesine neden olduğunu ve evrenin yüzde 68,3 ila 70'inin karanlık enerjiden oluştuğunu biliyoruz."
Yeni çalışmada bilim insanları, karanlık enerjinin bu süreçteki rolüne odaklanarak, karanlık enerjinin daha önce düşünülenden farklı davrandığını öne süren son verileri yorumlamak için axion Karanlık Enerji (aDE) adı verilen bir model kullandılar.
Bilim insanları karanlık enerjinin kozmolojik bir sabit, sabit, değişmeyen bir enerji yoğunluğu olduğuna ve evrenin genişlemesini sonsuz bir şekilde hızlandırdığına inanıyorlardı.
Bunlar arasında, Astronomy & Astrophysics dergisinde 2020 yılında yayınlanan ve evrenin karanlık enerjisinin pozitif bir kozmolojik sabite sahip olduğu, yani değerinin asla düşmediği ve evrenin büyümeye devam ettiği sonucuna varan bir çalışma da yer alıyor.
Ancak yeni aDE modeli, karanlık enerjinin aslında yaklaşık -1,61'lik negatif bir kozmolojik sabite sahip olabileceğini buldu; bu da Evren'in sonunda maksimum bir boyuta ulaşabileceğini ve ardından Büyük Çöküş'le çökebileceğini gösteriyor.
Araştırmacılar, Arxiv'in ön baskı sunucusunda, "Evrenimizin yaşı kozmoloji açısından temel öneme sahiptir. Büyük Patlama teorisinin ortaya çıkışından bu yana, sonlu olduğunu biliyoruz," diye yazdı.
Journal of Cosmology and Astroparticle Physics dergisinde yayımlanmak üzere sundukları çalışmada, "En uygun model değerlerini bir rehber olarak kullanarak, Evrenimizin ömrünün 33 milyar yıl olduğu sonucuna vardık" ifadelerine yer verildi.
Araştırmacılar, patlayan yıldızlar (süpernovalar) ve galaksilerin dağılımı gibi olguları kullanarak evrenin ne kadar hızlı genişlediğini inceleyen Karanlık Enerji Araştırması (DES) ve Karanlık Enerji Spektroskopik Aracı'ndan (DESI) gelen son verileri analiz etti.
Daily Mail, bulguların karanlık enerjinin daha önce yapılan bazı araştırmaların öne sürdüğü kadar istikrarlı olmayabileceğini gösterdiğini belirtiyor.
Çalışmanın yazarları, evrenin genişleyeceğini mi yoksa daralacağını mı etkileyen bir değer olan kozmolojik sabit ve aksiyon adı verilen ultra hafif bir parçacığı içeren aDE modelini kullandılar.
Bu modeli verilere uyarlayarak, kozmolojik sabit ve durum denklemi (karanlık enerjinin nasıl davrandığının bir ölçüsü) gibi temel değerleri hesapladılar. Bilim insanları daha sonra bu değerleri kullanarak evrenin geleceğini tahmin ettiler ve genişlemeyi ne zaman durdurup çökebileceğini hesapladılar.
Karanlık enerjinin sabit olduğunu varsayan standart modellerin aksine, bu model aksiyon alanı evrimleştikçe karanlık enerjinin zamanla zayıflamasına izin veriyordu.
Aksiyon alanı, evrende bir gölet üzerindeki dalgalanmalar gibi yayılan, görünmez bir ışık hızından hızlı enerji dalgası gibidir; ancak uzayın her yerinde mevcuttur. Karanlık enerjinin bu kadar esnek olduğu varsayıldığında, bu itici kuvvetin negatif bir "optimal değere" sahip olabileceği, yani Büyük Patlama'dan bu yana geçen zaman arttıkça yok olacağı ortaya çıkar.
Bildiğimiz şekliyle evrenin sonu hakkında hâlâ birçok bilinmeyen var. Örneğin, bilim insanları karanlık enerjinin gerçekte ne olduğunu bile bilmiyorlar.
NASA, zamanın sonunu geciktirebilecek bu görünmez güç hakkında dört teori ortaya attı.
Bir teoriye göre, bu, Albert Einstein'ın kozmolojik sabitiyle ilişkili, uzayda sabit bir arka plan enerjisi olan vakum enerjisidir. Bu teori, evrenin daha hızlı genişlemesine neden olur, ancak öngörülen gücü yeni gözlemlerle uyuşmadığı için modern bilim insanları için bir bilmecedir.
Karanlık enerji, uzayı dolduran ve sıradan maddenin tersine hareket eden, zaman ve uzayda değişen, evrenin genişlemesinin hızlanmasına neden olan, "öz" adı verilen değişken bir enerji alanı veya sıvı olabilir.
NASA ayrıca karanlık enerjinin, evrenin gençken oluşan ve uzayı dışarı doğru iten kozmik sicimler adı verilen varsayımsal tek boyutlu "kıvrımlar" gibi evrenin yapısındaki kusurlardan kaynaklanabileceğini öne sürdü.
Ancak araştırmacılar, bunun Einstein'ın yer çekimi teorisindeki bir kusurla açıklanabileceğini, yani evrenin genişlemesinin karanlık enerjiye hiç bağlı olmadığını öne sürüyorlar.
mk.ru